Sezar, herhalde tarihteki en bilinir ve en çok etki yaratmış kişilerden birisidir. Hatta Roma İmparatorluğu denince akla gladyatörler, arenalarla birlikte ilk o gelir. Aylardan Temmuz'a, Almanlardaki Kayzer ve Ruslardaki Çar gibi hükümranlık payelerine adını vermiş, sayısız tarih kitabına ve edebiyat eserine konu olmuştur.
Roma'da diktatörlüğüyle Cumhuriyet dönemini kapatan, hem askeri alanda, hem de politik alanda olağan dışı bir kabiliyete sahip olan Sezar'ın da ünlü bir intikam hikayesi vardır.
Julius, gençliğinde bir avukat olarak çalıştı. Bu dönemde sıradışı zekası ve hitabet yeteneğinin yardımıyla ünlenerek büyük başarı kazandı. Fakat gözü en tepede olduğundan, kendini daha da fazla geliştirmek istiyordu. MÖ 75 yılında, 25 yaşında Rodos'a hitabet yeteneğini daha da geliştirmek üzere bir gemiyle yola çıktı. Ancak yolculuğunu tamamlayamadan deniz korsanları tarafından kaçırıldı. Korsanlar ne kadar pişman olacaklarından habersiz olarak, mütevazi bir fidye karşılığında Sezar'ı serbest bırakmayı düşünüyorlardı. Sezar, tüm kibiriyle, korsanların 20 talent fidye isteyeceklerini öğrendiğinde bir kahkaha patlatarak korsanlara kimi kaçırdıklarını bilmediklerini, kendisinin en az 50 talent edeceğini, bundan aşağı bir fidye istememelerini söyledi! Korsanlar herhalde Sezar'ı haklı bulmuş olacaklar ki 50 talent fidye istediler. Bunun akabinde Sezar, kendisiyle yakalanmış olan hizmetlilerine çeşitli kentlerden para toplayarak istenen rakamı denkleştirmeleri buyruğunu verdi.
Esir tutulduğu dönemde Sezar ve korsanlar arasında ilişkin beklenmedik bir yönde gelişti. Sezar hitabet ve espri yeteneğiyle korsanları büyüledi; yazdığı şiirleri okudu, onlara nutuklar attı, kimi zamanlar cahil barbarlar diyerek aşağıladı. Canı istediğinde oyunlarına ve eğlencelerine katıldı. Sanki bir esir değil, korumaları arasındaki bir zengin gibi davranıyordu. Özellikle yaptığı akıl dolu espriler korsanları kendisine hayran bırakmıştı. Bir ara kendisini serbest bıraktıkları zaman geri geleceğini, onları yakalayacağını ve çarmıha gereceğini söyledi. Anlattığı hikayeler içinde belki de korsanlar en çok buna güldüler.
Günler geçti, adamları gereken parayı topladılar ve sonunda Sezar'ın 38 gün süren esaret hayatı bitti. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra büyük bir hızla Milet'e giden Sezar burada bir kaç gemi satın aldı ve adam toplayarak korsanların kendisini rehin tuttuğu yere yelken açtı. Geçen süre içinde ganimet sarhoşu korsanlar istiflerini bozmamışlar ve yerlerinden ayrılmamışlardı. Sezar baskın yaparak gafil korsanları verdiği fidyeyle birlikte ele geçirdi ve yargılanmalarını sağlamak için bir Roma şehri olan Pergamon'a getirdi. Şehrin valisi Junius bunu kendi zenginliğini arttıracak bir fırsat olarak gördü; fidyeden birşeyler koparabilmek için Sezar'a baskı yapmak istedi ve yargılamayı geciktirdi. Fakat belli ki genç Sezar'ı o da tanımıyordu: Sezar korsanları bulundukları hapishaneden çıkarttı ve çarmıha gerdi. Tıpkı esirken söylediği gibi. Fakat korsanları çarmıha germeden boğazlarını kestirerek daha merhametli bir ölüm lütfetti; ne de olsa korsanlar ona iyi davranmışlardı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder