İkinci Basil 976 - 1025 arası Bizans tahtının sahibiydi. Uzun yıllar tahtta kalması devleti için faydalı oldu; Bizans İmparatorluğunu yüzyıllardır olmadığı kadar güçlendiren son zamanlarının şanlı bir hükümdarı olarak bilinmiştir.
Basil, ömrünü imparatorluğunun tüm sınırlarında savaşarak geçirmiş korkusuz ve başarılı bir askerdi. yöneticiliği ve askeri dehasıyla hak ettiği tüm saygınlığa karşın, bulgarlara karşı yürüttüğü bir seferde yenerek esir ettiği düşmanlarını son derece yaratıcı bir şekilde cezalandırmasıyla tarihteki psikopatlar arasında kendine haklı bir yer edindi.
Bulgarların (isimlerini bir Türk kavminden almış, bu kavmin Slavlarla karışmasından oluşan bir millettir) Doğu Roma İmparatorluğu'nun bir eyaletini iskan etmeleriyle bizans - bulgar çatışması başlamıştır. bizans, kaybettiği toprakları (ve bulgarları) hakimiyeti altına almak, bulgarlar da bizansa doğru genişlemek için büyük çaba göstermişlerdir.
Bulgar Krallığı diye bir devletin varlığını içine sindiremeyen Basil, Bulgaristan'ı ortadan kaldırmayı küçük yaşta en büyük hedeflerinden birisi yapmıştı. bu amaçla 986 yılında genç bir yaştayken çıktığı seferde Kralları Samuel yönetimindeki Bulgar orduları tarafından ordusu imha edildi, canını zor kurtardı. Samuel'le ödeşmesi için neredeyse 30 yıl geçmesini beklemesi gerekti.
1014 yılında güçlü bir orduyla Bulgaristan seferine çıktı. Diğer komşularıyla mücadele etmekten bitap düşmüş Bulgar Kralı, bu denli güçlü bir orduyla meydan savaşı yapmak istemiyordu. bunun yerine avantajlı noktalarda savunma yaparak Basil'i durdurmayı deneyecekti. Bizans ordusunun kendisine ulaşmak için dağlık arazide ilerlemesi gerekiyordu. Samuel Bizanslıların ilerleyebileceği geçitlerdeki savunma noktalarını tahkim etti. özellikle daha önceki yıllarda Bizanslıların sıklıkla kullandığı Kleidion Geçiti'ndeki istihkamı kuvvetlendirdi ve burayı yirmi bin askerle donattı. gerçekten de bizans ordusu güneyden bu rotayı izleyerek geldi ve savunma nedeniyle ilerleyişini durdurmak zorunda kaldı. Basil bu engeli aşmayı bir kaç kere denediyse de birlikleri ağır zaiyat vererek çekilmek zorunda kaldı. fakat Basil sonuç almadan dönmeyecekti. yetenekli komutanı Xiphias'ı Belasitsa dağının etrafından dolaşması ve istihkama arkadan saldırması için birliklerinin bir kısmıyla yolladı. bu arada kendisi bulgarları harekatı fark etmelerini engellemek için oyaladı.
Bizans generali Bulgarlarca tespit edilmeden istihkamın arkasına geçmeyi başardı. Bulgarlara beklemedikleri bu cepheden saldırarak savunma düzenlerini bozdu. bu arada fırsatı değerlendiren Basil ordusuyla duvarı aşarak Bulgarları çevreledi ve tüm ümitlerini yok etti. Duvarın aşıldığını öğrenen Samuel ordugahından birliklerinin yardımına koşmaya çalıştıysa da, ilerleyen Bizans birliklerince az kalsın yakalanacaktı. oğlu Gabriel Radomir'in kahramanlığıyla kendini zor kurtarabildi. öte yandan oğlu ilerleyen Bizans birliklerinin başındaki General Botaniates'i bir çatışmada öldürdü.
Bulgarları iki yönden kıstıran Basil, yaklaşık 15 bin Bulgar askerini esir almıştı. bu esirlerin talihi pek karaydı ki bir Bizans generali öldürülmüştü. kin ve üzüntüyle verdiği cezayla bulgarları hem cezalandırmak, hem de gelecek için ibret almalarını istemiş olsa gerek. Basil emretti ve esirler yüzer kişilik gruplara ayrıldılar. akabinde her yüz kişinin doksan dokuzunun iki gözünü, kalan bir kişinin tek gözünü kör ettirdi. bütün esirleri daha sonra evlerine dönmeleri için serbest bıraktı. tek gözlüleri körlere rehberlik etmeleri için tamamen kör etmemişti! Samuel'in askerlerini bu halde görünce kalp krizinden öldüğü söylenir. bu savaş, birinci Bulgar Krallığı'nın yok edilmesiyle sonuçlanacak bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder