4 Temmuz 2009 Cumartesi
BAŞSAĞLIĞI
Türkolog, Türk dostu ve tanınmış tarihçi Jean Paul Roux'yı geçtiğimiz hafta içinde kaybettik. Toprağı bol olsun.
4 Mart 2009 Çarşamba
ünlü psikopatlar 4: ebu tahir el cannabi
Ebu Tahir, onuncu yüzyılda İslam Dünyası'nda yarattığı dehşet, vahşet ve rezalet ile eşine az rastlanır bir sapkın olarak tarihe geçmiştir.
Ebu Tahir, bahreyn merkezli karmatiler devletinin kurucusu ebu said el-cannabi'nin oğluydu. ismaili mezhebinden olan karmatiler dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru ırak'ta bir isyan çıkartmışlardı; fakat bu isyan abbasilerce bastırılmıştı. ancak çok geçmeden bahreyn ve doğu arabistan'da güçlenmişler ve devletleşebilmişlerdi.
abbasilere büyük düşmanlık besleyen Ebu Tahir, onlara karşı agresif
ve yayılmacı bir politika izledi. Irak'ta Abbasilere karşı askeri başarılar kazandı ve geçtiği yöreleri yağmaladı. Ayrıca abbasilerin en önemli düşmanı olan fatimilerle bir takım ittifaklara girdi. Ancak sözünü yerine getirmediği için kısa bir süre sonra araları açıldı.
Ebu Tahir öncesinde de karmatilerin sapkınlıkları görülmüştü. söz gelimi bir hacı kervanı pusuya düşürülmüş, binlerce hacı öldürülmüştü. ancak ebu tahir büyük bir azimle vahşetin çıtasını yükseltti. 930 yılında ordusuyla mekke seferine çıktı. ordu şehir önüne vardığında mekkeliler kentin kapılarını kapamışlardı ve kenti savunmak için hazırlık yapıyorlardı. ebu tahir hac için gelen bir müslümanın içeri alınması gerektiğini söyleyerek ve barış için geldiğine ant içerek kent kapılarının açılmasını sağladı. kente dalan askerleri hac ibadetini yerine getiren hacılardan yakaladıklarını öldürdüler. kıyım esnasında Kur'an'dan ayetler okuyarak kurbanlarıyla alay ettikleri söylenir. ebu tahir'in askerleri cesetlerin bir kısmını çürümeye terk ederlerken, bir kısmını da Zemzem Kuyusu'ndan aşağı atarak suyu zehirlediler. gözü dönmüş karmatiler aldıkları canlarla yetinmediler; Kabe'nin kapısını kırdılar, örtüsünü parçaladılar. araları açık olan fatimi halifesi için hutbe okutarak bu büyük cürümü Fatimi halifesi adına işlediklerini düşündürmeye de çalıştılar. yanlarına hacer-ül esvet taşını da alarak bahreyn'e geri döndüler.
cahiliye devrinde dahi Kabe çevresinde kan dökülmemesi geleneği olduğu hatırlanırsa sergiledikleri vahşetin ölçüsü daha iyi değerlendirilebilir.
ismaili mezhebinden olan karmatiler nmehdi'nin geleceğine inanıyorlardı. mekke katliamını ebu tahir'in mehdi'nin gelişini tetiklemek hızlandırmak üzere yapmış olabileceği üstünde durulmuştur. öyle ya, kutsal şeylerin bu ölçüde hakarete uğraması durumunda mehdi'nin gelmeyecekti de ne zaman gelecekti?
Ebu Tahir 931 yılında gelmesi için "çaba gösterdiği" kurtarıcıyı buldu. İranlı bir esiri Mehdi ilan ederek, iktidarı ona tevdi etti. bu isabetsiz tercihinin saiklerini bilmiyoruz, fakat mehdinin eylemleri kendisinin azılı bir Arap ve İslam düşmanı olduğunu hemen ortaya çıkarttı. bu şahıs muhtemelen bir Zerdüşttü, ibadetin kabe yerine ateşin kıble kabul edilerek yapılması gibi emirleriyle İslami yasayı fiilen ortadan kaldırmaya çalıştı. Muhammed ve diğer peygamberleri hakaret yağdırarak aşağılayan İranlı, bahreyn'in önemli ailelerinin fertlerini de idam ettirmeye başlayınca Ebu Tahir yanıldığını kabul ederek İranlı'yı öldürttü. bu Ebu Tahir ve karmatiler için de düşüşün başlangıcı oldu. yaşananlardan davalarına inançlarını kaybeden bir çokları göçerek abbasilere tabi oldu.
Ebu Tahir 944 yılında hastalanarak öldü.

Ebu Tahir, bahreyn merkezli karmatiler devletinin kurucusu ebu said el-cannabi'nin oğluydu. ismaili mezhebinden olan karmatiler dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru ırak'ta bir isyan çıkartmışlardı; fakat bu isyan abbasilerce bastırılmıştı. ancak çok geçmeden bahreyn ve doğu arabistan'da güçlenmişler ve devletleşebilmişlerdi.
abbasilere büyük düşmanlık besleyen Ebu Tahir, onlara karşı agresif
ve yayılmacı bir politika izledi. Irak'ta Abbasilere karşı askeri başarılar kazandı ve geçtiği yöreleri yağmaladı. Ayrıca abbasilerin en önemli düşmanı olan fatimilerle bir takım ittifaklara girdi. Ancak sözünü yerine getirmediği için kısa bir süre sonra araları açıldı.
Ebu Tahir öncesinde de karmatilerin sapkınlıkları görülmüştü. söz gelimi bir hacı kervanı pusuya düşürülmüş, binlerce hacı öldürülmüştü. ancak ebu tahir büyük bir azimle vahşetin çıtasını yükseltti. 930 yılında ordusuyla mekke seferine çıktı. ordu şehir önüne vardığında mekkeliler kentin kapılarını kapamışlardı ve kenti savunmak için hazırlık yapıyorlardı. ebu tahir hac için gelen bir müslümanın içeri alınması gerektiğini söyleyerek ve barış için geldiğine ant içerek kent kapılarının açılmasını sağladı. kente dalan askerleri hac ibadetini yerine getiren hacılardan yakaladıklarını öldürdüler. kıyım esnasında Kur'an'dan ayetler okuyarak kurbanlarıyla alay ettikleri söylenir. ebu tahir'in askerleri cesetlerin bir kısmını çürümeye terk ederlerken, bir kısmını da Zemzem Kuyusu'ndan aşağı atarak suyu zehirlediler. gözü dönmüş karmatiler aldıkları canlarla yetinmediler; Kabe'nin kapısını kırdılar, örtüsünü parçaladılar. araları açık olan fatimi halifesi için hutbe okutarak bu büyük cürümü Fatimi halifesi adına işlediklerini düşündürmeye de çalıştılar. yanlarına hacer-ül esvet taşını da alarak bahreyn'e geri döndüler.
cahiliye devrinde dahi Kabe çevresinde kan dökülmemesi geleneği olduğu hatırlanırsa sergiledikleri vahşetin ölçüsü daha iyi değerlendirilebilir.
ismaili mezhebinden olan karmatiler nmehdi'nin geleceğine inanıyorlardı. mekke katliamını ebu tahir'in mehdi'nin gelişini tetiklemek hızlandırmak üzere yapmış olabileceği üstünde durulmuştur. öyle ya, kutsal şeylerin bu ölçüde hakarete uğraması durumunda mehdi'nin gelmeyecekti de ne zaman gelecekti?
Ebu Tahir 931 yılında gelmesi için "çaba gösterdiği" kurtarıcıyı buldu. İranlı bir esiri Mehdi ilan ederek, iktidarı ona tevdi etti. bu isabetsiz tercihinin saiklerini bilmiyoruz, fakat mehdinin eylemleri kendisinin azılı bir Arap ve İslam düşmanı olduğunu hemen ortaya çıkarttı. bu şahıs muhtemelen bir Zerdüşttü, ibadetin kabe yerine ateşin kıble kabul edilerek yapılması gibi emirleriyle İslami yasayı fiilen ortadan kaldırmaya çalıştı. Muhammed ve diğer peygamberleri hakaret yağdırarak aşağılayan İranlı, bahreyn'in önemli ailelerinin fertlerini de idam ettirmeye başlayınca Ebu Tahir yanıldığını kabul ederek İranlı'yı öldürttü. bu Ebu Tahir ve karmatiler için de düşüşün başlangıcı oldu. yaşananlardan davalarına inançlarını kaybeden bir çokları göçerek abbasilere tabi oldu.
Ebu Tahir 944 yılında hastalanarak öldü.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)